- Batı Türkçesi adı verilen Oğuzca'nın bir kolu Anadolu (Türkiye) Türkçesi, diğer kolu Azeri Türkçesi'dir.
- 16. yüzyıla kadar bu iki kol ortak geçmişi olan edebiyattır. Ancak, çeşitli tarihî nedenlerle bu iki edebiyat birbirinden ayrıldı. Yine de bu iki kol arasında ortak birçok yönün bulunması, giderek ortaya çıkmış ayrılıklara rağmen bilinen bir gerçektir.
- 12. ve 13. yüzyıllarda Azerbaycan edebiyatında Farsça yazan önemli kişilikler yetişmiştir.
- 14. yüzyıldan sonra bölgeye yönelen Türk akınları, Farsça'nın etkisini kırmıştır.
- 15. yüzyılda gerek saz şiirinin, gerek klasik şiirin güçlü temsilcileri yetişmiştir. (Kadı Burhaneddin, Nesimî gibi.)
- Hem Osmanlı hem Azeri edebiyatı içinde sayılan Fuzûli, 16. yüzyılda dünya çapında büyük lirik şairdir. Bu dönemde önemli âşıklar ve tasavvuf şairleri de yetişmiştir.
- 18. yüzyılda Osmanlı Edebiyatındakine benzer tarzda klasik şiirle halk şiirinde birbirine yaklaşma, dilde sadeleşme görülür.
- 19. yüzyılda Kuzey Azerbaycan Rus işgaline girmiş, güney kısım İran egemenliğine sokulmuştur. Bu yüzyılda özgürlük, ulus, vatan, ulusallık kavramlarım öğrenen aydınlar, ülkeye bu düşünceleri sokmaya, edebiyatta yenilikler getirmeye çalışmışlardır. Bizdeki Tanzimat dönemini hatırlatmaktadır. Çağdaşlaşma ve ulusçuluk dönemidir.
- 1875'te Azeri Türkçesi'yle ilk gazete (Ekinci) çıkarılmıştır. Mirze Feteli (Fethali) Ahundov, Hasanbey Zerdabi, Mirze Kâzım Bey gibi toplumsal konulan işleyen edebiyatçılar yetişmiştir. 20. yüzyıl başlarında Rusya'da başlayan değişimler Azerbaycan'da ulusal benliğe dönüş eğilimini güçlendirmiştir. Türkçülük, İslamcılık, Batıcılık akımları gündeme gelmiş; özellikle Türkçülük hareketi çevresinde dergiler, gazeteler yayımlanmıştır. Tiyatro dalı da gelişmiştir.
- Günümüz Azerbaycan edebiyatında Üzeyir Hacıbeyli, Samed Vurgun, Bahtiyar Vahapzade, Nebi Hazri, Ahmet İsmail, Mehmet Ardan, Şehriyar, Sehend, Ali Tebrizi gibi önemli sanatçılar vardır.
19 Aralık 2014 Cuma
Azerbaycan ve Edebiyatı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder